Sayfalar

7 Ocak 2011 Cuma

sayıklamalar...

O hep mutlu, hep umutlu, gerektiği kadar ağlayan, yerli yersiz değil, yeri gelince sinirlenen ama yerli yersiz her şeye gülen sevimli hâlinizi, sakın en son çıktığınız elma ağacında unutmuş olmayasınız? Yoksa kapı komşunuz Şükriye Teyze, mahallenin bütün çocuklarına salçalı ekmekler dağıtırken, yoldan geçen seyyar satıcı mı çaldı onu? Çok mu eskidi gülümsediğiniz takvim arkası fıkraları? Yoksa acıklı mı gelmeye başladı artık o çok güldüğünüz çocukluk hatıraları?

Küçüktüm
Küçücüktüm
Oltayı attım denize
Bir üşüşüverdi balıklar
Denizi gördüm…

O güzelim havalarda, yağmur sonrası toprak kokan doğal coğrafyalarda terleyen çocukluğumuzun, özlemini mi taşımak zor, yoksa beton sınırlar içinde, gözü açık körebe oynayan çocuklarımızın, daha elleri bile kirlenmeden daha ayağı çamura bile değmeden büyüdüğüne tanık olmak mı?

Artık hayat, bilgisayardan kurtulamayan çocuklarımız için bir “tık” ötedeyken, biz hayat için bir atık mı olmaya başladık ne?

Bu satırları okurken, belki de içinize bir hüzün geldi ve çoktan koltuğuna kuruldu… Peki, ben niye bir tebessüm halindeyim acaba? Almanya’dan dayımın getirdiği en süper oyuncağı ya da Kıvırcık İsmail’ den üttüğüm büyük misketi cebimde sakladığım için mi? Neden acaba?...

Macera sevgisi ve ihtiyacı yaşamımızdaki baskın unsurlardan biridir aslında. Birçok icadın, teknolojik gelişmenin, hatta uzaya gitmeyi başaran insanın, zaferinin altında bir macera tutkusu yatmıyor.

Bir de işin “gerçeği” var tabi… Düşünün, şimdi uzay mekiğine binip aya gitmeye kalksanız, acaba annemiz “yavaş sür oğlum, varınca ara mutlaka” demez mi… Ya da sevgili eşimiz “yoğurt al gelirken” dese, içinizdeki maceracı ruh kendini birden teslim etmez mi “adam sen de” li bir uyuşukluğa?

İyisi mi biz macerayı daha yakınlarda arayalım ve çocukluk günlerimizden kalan heyecanları fazla yormayalım…

Yürüyelim... saatlerce... nereye olduğunu düşünmeden... bazen.. uzuuun uzun yürüyelim...

Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder